KARASİNEK KİM?

Çaldağ eski Belediye Başkanı Osman Kılıç çok çarpıçı açıklamalarda bulundu. Ak Partili Kılıç´ın sözleri siyaset kamuoyunu sallayacak...

SİYASET 8.08.2013 11:04:36 769 0
KARASİNEK KİM?
Çaldağ eski Belediye Başkanı Osman Kılıç siyaset gündemini sarsacak çok önemli açıklamalarda bulundu. Siyaset, ticaret ve ahlak üçgeninde çok tartışılacak açıklamalarda bulunan Kılıç; ?Siyasetçiler gücünü koltuktan alanlar ve koltuğa değer katanlar şeklinde iki gruba ayrılır. Bal arısı koltuğa değer katanlara karasinek de gücünü, koltuktan alanlara örnek gösterilebilir. Bunları iki sinek türü ile de açıklayabiliriz. Bal arısı koltuğa değer katanlara, karasinek de gücünü koltuktan alanlara örnek gösterilebilir. Bu iki sinek türü arasındaki farkı bulduğumuzda siyasetçinin gücünü nereden almış olduğunu da tespit etmiş oluruz´ diye konuştu.
?Ak Parti ve CHP´nin teşkilatlarının, işleyiş tarzı aynıdır. Yani söylemleri farklı da olsa, musluklarından aynı su akmaktadır! İpi ele geçirdiklerinde aynı karakteristik özellikleri gösteriyorlar! Ben bunlara; söylemde ayrı, işleyişlerinde bir olduklarından tek parti diyorum´ şeklinde konuşan Kılıç, bu çarpıcı açıklamaları Giresun Tanık Gazetesi´ne yaptı.
Yusuf Durak imzalı bir söyleşide çok çarpıcı ve sıra dışı açıklamalar var.
Sözü fazla uzatmadan Kılıç´ın Giresun Tanık Gazetesi´ne verdiği sıra dışı röportajı yorumsuz olarak yayınlıyoruz. İşte o röportaj:
 
Sayın Kılıç, öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?
?-1965 yılında Giresun Merkez İlçeye bağlı Çaldağ Beldesi Gedikli Mahallesi´nde doğdum. Çocukluğum köyde geçti. Ancak, orta öğrenim düzeyinde eğitim alabilme olanağı buldum. Ekmek parası için gurbet yollarına koyularak, Rize ve İstanbul´da yaşam kavgası verdim. Vatani görevimi yerine getirmemin ardından evlendim ve beşi erkek biri kız olmak üzere altı çocuk babasıyım.?
 Halen ticaret ile uğraştığınızı biliyoruz. Ticarete nasıl ve ne zaman atıldınız?
?-Askerlik sonrası, evlenmemle eş zamanlı olarak ticaret hayatına atıldım. Yolların olmadığı dönemlerde annem ve eşimin köyde yaptığı su böreğini, Giresun Merkeze gelerek üç tekerlekli araba ile satmaya başladım. Sermayemiz de olmadığından o üç tekerlekli arabayı ve su böreği tepsilerini de veresiye almıştım.´
Yani bir anlamda, minyatür bir aile şirketi kurduğunuz söylenebilir mi?
?-Evet, ailem üretti ben de üç tekerlekli araba ile sokak sokak gezerek pazarladım. Bu aile içi kolektif çalışma sonucunda, borçlarımızı verdikten sonra küçük çaplı birikimiz de oluşmuştu. O dönemlerde okul kantinleri ilk kez ihaleye çıkarılmıştı. Merkez Mehmet Akif Orta Okulunun kantin işletmeciliğini girdiğimiz ihale neticesinde biz aldık.´
Sayın Kılıç, ticaret hayatınızın ya da yaşamınızın, dönüm noktası üç tekerlekli minyatür araç ile su böreği satmaya başlamanız mı yoksa bir eğitim yuvasında kantin işletmeciliği yapmak oldu?
?-Elbet annemin ve eşimin yaptığı su böreklerini o üç tekerlekli minyatür araba da satmam her şeyin başlangıcı ama Mehmet Akif İlköğretim okulunda 10 yıl süre ile kantin işletmeciliği yapmam bugün sizinle sohbet eden Osman Kılıç´ın kişiliğinin yaşam felsefesinin oluşmasına önemli katkılar sağlamıştır.´
Sayın Kılıç, merakımı bağışlayın ama kantin işletmeciliği ile kişilik oluşumunun ve yaşam felsefesinin ne tür bir ilişkisi bulunmaktadır?
?-Bunu sormanızı bekliyordum açıkçası. Okuyamamanın vermiş olduğu duygu ağır basmış olduğundan, orada görev yapan öğretmenler ile yapmış olduğum sohbetler de o zamana kadar tamamen yabancı olduğum dünya görüşlerini tanıma fırsatı buldum.  Açıkçası ben kantin işletmeciliğine başlamadan önce hiçbir dünya görüşünü bilmiyordum. Elbet köyde büyümüş olmanın ve de yeterli eğitim almayışımın etkisi ile. Bir yandan kantin işletmeciliği yaparken teneffüsler dışında bolca zaman buldum kitap okumak için. Okuduğum kitaplar da ağırlıklı olarak düşünsel içerikli ve her kesime hitap eden eserlerdi. Bu kitapları seçerken de sağ ve sol diye bir ayırım yapmadım kesinlikle.
Okuduğum kitaplar, hayata bakışımı şekillendirdiği gibi kendi mihengimizin oluşmasını en önemlisi de ticaretimize, siyasetimize rehberlik edecek, pusula olacak bir yaşam felsefesini sahiplenmemizi beraberinde getirdi. Bu felsefe daha sonraki yaşamımızın yol haritası oldu.´
 Yaşamınızın yol haritası olduğunu söylediğiniz bu felsefenin özü neyi ifade etmektedir?
?-Tek kelime ile ifade etmek gerekirse yaşamın tüm alanında kararlılıkla ve inançla uyguladığımız ahlak anlayışıdır. Sohbetimizin ilerleyen bölümlerinde buna örnekler vereceğim.´
Arzu ederseniz biraz da faaliyet gösterdiğiniz hizmet sektöründen söz edelim? Sözlerinizin başında, ticarete nasıl atıldığınızı vurgulamıştınız. Üç tekerlekli araba ile su böreği satarak başladığınız ticaret hayatınızda bugün hangi konumdasınız?
?-Kantin işletmeciliği yaparken, 1993 yılında Kılıç Unlu mamullerini kurduk. Yani bildiğiniz pastane. Buradan kazandıklarımızı da yine aynı işkoluna yatırdık. Pastane ekmek fırını ve restaurant bu gibi hizmet sektörüne yatırdık. Yani havadan para kazanma gayreti içinde olmadık. Elimize ne geçtiyse üretime ve istihdam yaratmaya dayalı adımlar attık. Elliyi aşkın çalışanımız var. Çalışanlarımız bize emanettir, belli uyum, saygı ve sevgi ortamı içerisinde birlikte üretime katkı sunuyoruz. Bir işten verim almak istiyorsanız çalışanlarınızı kendi çocuklarınızdan ayırmayacaksınız, Allah bir şeyi nasip etti ise onun havasını atma yerine hakkını vereceksiniz. Yani dayanışma ve paylaşmayı bilmelisiniz!´
Siyaset dünyasına ne zaman adım attınız?
?-1993 yılında, siyasi bir partinin Merkez İlçe yönetiminde görev almaya davet edildim. O Parti kapatılınca yeni açılan partide aynı görevi sürdürdüm. Yine 2001 yılında Ak Parti Merkez İlçe Yönetiminde kurucu üye olarak görev aldım. Artık, insanlara dilimizin döndüğünce anlatmaya çalıştığımız ahlaki değerler üzerinden siyaset yapma gibi bir hedefimiz vardı. Bu anlamda siyaset yapanlar ile örtüştük ve birlikte hareket ettik. 2002 seçimlerinde halkımızın teveccühü ile partimiz de iktidara gelmişti? Yani 9 yıl muhalefet de sürdürdüğüm siyaseti artık hizmet verme aracı olarak değerlendirdiğim iktidarda yapabilme olanağı bulmuştuk? Bu nedenle de doğduğum büyüdüğüm topraklar olan Merkez Çaldağ Beldesi Belediye Başkanlığı´na aday adayı oldum. Partim beni aday gösterdi ve 2004 yılında gerçekleştirilen seçimlerde Belediye Başkanlığına seçilmek nasip oldu. 2009 yılında gerçekleştirilen seçimlerde ikinci kez aynı göreve getirdi Çaldağ halkı beni? İkinci dönemimin ortalarında geçirdiğim rahatsızlık nedeniyle görevi kendi kararımla bıraktım.´
 Çaldağ Beldesi için yaptıklarınızı ve yapamadıklarınızı, masaya yatıracağız ama ondan önce, 11 yıl gibi uzun bir süre örgütte görev yapmış bir siyasetçi olarak, zorluklarla karşılaştınız mı?
?-Bu işin arka planı sıkıntılı doğruyu söylemek gerekirse? Siyasetle ilgili bir iki kelime söylemek gerekirse; ? siyaset siyaseti yapanın ahlakını alıyor!´
Sayın Kılıç, ben bir siyasetçinin ilk kez böyle bir söylemine tanık oluyorum. Lütfen bu söyleminizi biraz açar mısınız?
?-Yanlış anlaşılmasın, ben bu sözleri sarf ederken her hangi bir ideoloji ve Parti ayırımı yapmıyorum. Tüm partilerimizde siyaset, siyaseti yapanın ahlakını alıyor resmen! Demek ki geçmişte siyaset yapanlar siyaset mekanizmasına bir saygınlık kazandıramamışlar. Dolayısı ile siyasetçi için iyi bir sıfat ve algı oluşmamış. Siyasetçiye olan güvensizliği gördüm net bir şekilde.´
Size de aynı duygularla mı bakıldı?
?-Kesinlikle ben bunu hissettim. Şunu biliyorum ki birçok siyasetçi hakkında benim de düzgün olduğunu biliyor olmama rağmen hakkında iyi konuşulmuyor. Bundan biz de nasibimizi aldık. Takdir edenlerde oldu ama mutlaka ticareten bir atılım görüldüğünde malı götürürmüş, götürüyor değerlendirilmesi yapılıyor? Örnek vermek gerekir ise 2011 model otomobilinizi 2013 model ile değiştirseniz bak işte malı götürmüş diye değerlendiriliyor. Buna benzer, birçok örneği sıralayabiliriz.´
Siyasetçiye karşı, bakış açısının böylesine olumsuz olmasının haklı yanları hiç mi yok?
?-Olmaz mı hiç? Siyaset yapanların büyükçe bir bölümü imtiyaza, torpile dayalı siyaset anlayışından uzak duramadıklarından haklı olarak böyle bir algı oluştu?´
Sokağa çıkıp da siyaset yapanlar hakkında ne düşünüyorsunuz diye sorsak halkın sorunlarını giderme, çözüm üretme, hizmet etme yanıtını veren olmaz mı?
?-Bu sorunun yanıtından emin olmak istiyorsanız sokağa çıkıp bir sorun bakalım siyaset ve siyasetçi hakkında ne düşünüyorsunuz diye! Eminim ki imtiyaz sağlama, malı götürme yandaşlarına ihale verme ve işe almadan başka bir algılama ile karşılaşmazsınız. Böyle davranmayan siyasetçiler yok mu? Elbet var ama onlarda aynı kategori üzerinden değerlendirmeye tabi tutuluyorlar.´
Siyasetçiye karşı böylesine olumsuz bir algıyı yakıştıranlar sütten çıkmış ak kaşık mı? Bu algıyı değiştirebilmek için neler yapmalı?
?-Ne yazık ki genelde siyasetçiler, böyle davrandığı için söyleyenler de haksız değiller. Ancak bu değerlendirmeleri yapanlara yani siyasetçilere oy veren seçmenlerin büyük çoğunluğuna da bir bakmak gerek. Bu işin seçilenleri olduğu gibi seçenleri de var. Seçenlerde pek masum değil. Bunlar da konu kendi çocukları olduğunda adalet aramazlar. Kendilerinin talepleri karşılansın da nasıl karşılanırsa karşılansın anlayışında olduklarından bir şeyleri elde etmek için hakkaniyet aramazlar.  Açıkçası adalet ve hakkaniyet duyguları, kendi çıkarları ile doğru orantılıdır. Yani bir anlamda seçilen ile seçenler arasındaki arz talep dengesidir bu ilişkiler?  Bence bu konuda siyasetçilerimiz daha dikkatli ve ahlaklı bir yaklaşım sergilemesi gerekmektedir. Sağı solu liberali ne olursa olsun teşkilatlarda ahlak herkesin önüne konmalı ve sürekli işlenmeli! Bunu başaramadığımız sürece hangi parti iktidara gelirse gelsin bu adaletsizlikleri ve sıkıntıları yaşarız. Herkes için adalet istemeliyiz ve bu yönde asil davranışlar sergilemeliyiz seçenler ve seçilenler olarak?´
Sayın Kılıç, sizce faziletli ahlaklı bir siyasetçi gücünü neye dayandırmalıdır?         
?-Siyasetçi seçildiği koltuğa değer katar ise halkından almış olduğu gücün hakkını verir. Ben yüzde bilmem ne kadar oy aldım deyip de adalet hakkaniyet duyguları ile davranmaz isen kendini aldatırsın ben şöyle güçlüyüm diye? Koltuk erki yani birtakım güçleri temsil eder. Eğer o koltukta oturan siyasetçi ahlaki, insani değerleri ön planda tutuyor ise oraya değer katar. Eğer bu değerler üzerinden siyaset yapamıyor ise ahlakı koyamıyor ise önüne değerini koltuktan alanlardan olur. Yani siyasetçiler gücünü koltuktan alanlar ve koltuğa değer katanlar şeklinde iki gruba ayrılır.
Bal arısı koltuğa değer katanlara karasinek de gücünü, koltuktan alanlara örnek gösterilebilir.
Bunları iki sinek türü ile de açıklayabiliriz. Bal arısı koltuğa değer katanlara, karasinek de gücünü koltuktan alanlara örnek gösterilebilir. Bu iki sinek türü arasındaki farkı bulduğumuzda siyasetçinin gücünü nereden almış olduğunu da tespit etmiş oluruz diye düşünüyorum? Karasinek, pislikten beslendiği gibi nereye konarsa pislik götürür. Dolayısıyla herkes de ondan rahatsız olur. Gücünü koltuktan alan siyasetçiler gibi? Siyasetçi, karasinek olmak yerine bal arısı olmayı denemeli! Herkes arı gibi temizden beslenip de temiz üretip başkalarına da ikram da bulunduğu için bal arısını tercih eder değil mi? Yani siyasetçi bal arısı gibi olmalı. Ürettikleri ile toplumun faydalanmasını sağlamalı, değer katmalı? Siyasetçi karasinek olmak yerine bal arısı olmayı denemeli?´
Gelecekte siyasetle ilgili bir beklentiniz, hedefiniz bulunmakta mı?
?-Siyasetin yönetme tarafıyla ilgili bir hedefim yok. Belki teşkilatlarda görev alırsak siyaset kurumunun saygınlığa kavuşması noktasında yönetenlere tavsiyelerimiz olacağı gibi ahlaklı siyasetçi yetiştirilmesi için gönüllü eğiticilik yapabiliriz.´
Sayın Kılıç, söyleşimizin başından itibaren, sürekli ahlak, adalet ve hakkaniyet vurgusu yapıyorsunuz. Herkeste olması gereken bu değerleri, siyasetçiler kazanırsa sorun çözülür mü? Yani bu değerler konusunda yalnızca siyasetçiler mi fukaralık ya da noksanlık yaşamaktadır?
?-Çok güzel bir soru işte ben de tam buraya gelmek istiyordum. Günlük gazeteleri elimize aldığımızda, bu saydığım değerlerin ayaklar altına alındığını, görebileceğimiz çok sayıda habere rastlarız. Bunların, hepsinin doğru olmadığını varsaysak dahi ortada ahlaki bir erozyon yaşandığı bir realite ne acıdır ki! Bu zafiyetleri ortadan kaldırmak için elbet yalnızca siyasetçiyi eğitmek tek başına bir anlam ifade etmez.. Bu değerlerin kazandırılacağı ilk eğitim yuvası ailedir. Bu okuldan, diploma alamayanlar hangi okuldan mezun olurlarsa olsunlar, yaşamın her alanında, bütünlemeye kalmaya mahkûmdurlar.´
Siyaset mekanizmasının saygınlık kazanması için ailenin verdiği ahlaki değerler belirleyici mi demek istiyorsunuz?
?-Kesinlikle öyle? Eğitime, mensubu bulunduğun Partinden değil de evinizden başlamalısınız. Örneğin; benim sorumluluğumdaki tek kişi dahi bu yakınlarım olabilir, çocuklarım olabilir imtiyazla işe giremeyeceğini bilir. Bana gelip de babacığım sen her ne kadar Başkanlık görevinden ayrılmış olsan da halen hatırı sayılan birisin, benim işimi çözebilirsin istersen şeklinde bir cümle kuramaz? Çünkü benim yakınlarım ve çocuklarım benim hatırımla yani imtiyazımla işe giremeyeceklerini bilirler. Benim evimdeki ilk dersin konusu bunlar olduğundan. Biz aksi davranışları haram bildik! Haramdır zaten!.. Dünya görüşümüzün ve inancımızın gereği de budur?
Siyaset, sadece toplumu yönetmekle ilgili değildir. Aile bireyleri de evde siyasetlerini oluşturmalı. Evde başlamalı ki ailede başlamalı ki topluma da yayılsın. Bu nasıl olacak? Ticaret hayatında yaşanan bir olumsuzluktan, örnek vermek istiyorum. Mesela bize sahte para geldiğinde, ben çocuklarıma yırttırırım bu parayı? Yırtıp attırırım, başkalarının eline geçmesin diye? Bu zararı kendimiz çekeriz ama mükâfatını da kendimiz hak ederiz.´
Sahte parayı yırtmanın ne gibi mükâfatı olabilir?
?-İnançla alakalı, iki dünyalı yaşıyoruz biz. Diğer insanların bizim yaşadığımız mağduriyeti önlemiş olmamız aynı zamanda sevaptır. Bunu da Allah takdir eder ahrette? Sana, sahte para geldiğinin farkına varıp bunu yırttı isen bu sevaptır. Buda ahlaki bir felsefedir kendimle ilgili?´
Sayın Kılıç, hadi sahte parayı yırtıp atıyorsunuz. Sizde taktir edersiniz ki etrafımızda azımsanmayacak sayıda sahte insanlar bulunmakta. Bunlarla ilgili ne yapabiliriz?
?-Sahte adamları, yırtamayız ama düzeltebiliriz ancak. Onları düzeltmeye çalışmakla mükellefiz. Hem siyaset de hem de ticaret de içten olmayan sahte tavırlar sergilemekle bir yere varmak, mümkün olamaz. Ancak o günü kurtarırsın!. Mesela bir malı satmak için yalan konuşman gerekmez. Satma ama dürüst davranarak, daha ileride satmaya talip olursun? Yalan kattığında, o gün satış yaparsın ama sonrası için tamamen kaybetmiş olursun. Bir daha da sana gelmez. Ben bu ve benzeri ahlaki değerleri, çocuklarıma kazandırmak için teori yerine, günlük yaşam içinde uygulamalı dersler vermeye çalışıyorum. Yani bir anlamda, kıssadan hisse çıkarmalarını sağlıyorum ki unutmasınlar. Bu yöntemi, yaşamın tüm alanlarında uygulamaya özen göstermeliyiz. Duyarlı bir toplum olacaksak, ahlaki değerleri aileden başlayarak; ticaretten, siyasete toplumun tüm alanlarına kazımalıyız.´
Siz siyasi ve her türlü imtiyazların, hem dinen hem de ahlaken yanlış olduğunun altını çizerek vurguluyorsunuz. Bunun önüne geçebilmek için sizin ifadenizle haramdan vazgeçmek, için ne yapmalı?
?-Bizim mülakatla işimiz olmaz! Eğer işimiz olacak ise müşkülata düşenler ile işimiz olur! Adaleti, hakkaniyeti sağlamak için. Yoksa hakka hizmet, halka hizmet söylemi koskoca bir yalan olarak duvarda yazılır.´
Sayın Kılıç, şu anda aktif olmasanız da bir siyaset adamı olarak, işyerleriniz siyasetin imtiyazlarından, yararlanmadı mı hiç?
?-Bu devlet, hepimizin devleti olduğundan hareketle diğer iş adamları gibi benimde devlet ihalelerine girmem her şeyden önce bir yurttaşlık hakkı olmasına rağmen, bu işin ahlakı pek oluşmadığından ben devletle çalışmıyorum, doğrudan müşterimle çalışıyorum. Çünkü öyle ya da böyle adımız siyasetle anıldı. Buralara teklif versek, mal versek daha sonra dedikodusu çıkacak ister istemez. Bu nedenle teklif dahi vermemeye özen gösteriyoruz. Yani çok da günah olan dedikodulara ne insanlarımızı vesile kılalım ne de biz bu işlere girelim diyoruz. Bir gün inşallah bu işlerin ahlakı oluşursa, bizlerde emeğimizle, alın terimizle bu alanda da hizmet ederiz elbet. ?
Sayın Kılıç, İlimizde biri yerel diğeri genelde olmak üzere iki iktidar Partisi bulunuyor. İkisi de aynı zamanda Muhalefet Partisi. Bu durumdan ilimiz nasıl etkileniyor?
?-AKP ve CHP´nin teşkilatlarının, işleyiş tarzı aynıdır. Yani söylemleri farklı da olsa, musluklarından aynı su akmaktadır! İpi ele geçirdiklerinde aynı karakteristik özellikleri gösteriyorlar! Ben bunlara; söylemde ayrı, işleyişlerinde bir olduklarından tek parti diyorum? Aslında, olumlu etkilenmesi gerekirken pek de öyle olduğunu söyleyemem. Ben kişiler üzerinden, siyasi değerlendirmeler yapmak yerine, genel manada tespitlerde bulunmayı tercih ederim. Şu anda revaçta olan üç tane siyasi parti var bizim ilimizde. Sizinde sorunuzda, vurguladığınız gibi AK Parti ve CHP hem iktidarda hem de muhalefet de İlimizde! Genelde AK Parti iktidarda Yerelde ise CHP iktidarda. Bu iki Partinin, yalnızca İlimizde değil, ülkemizde teşkilatlarının işleyişi, daha doğrusu musluklarından akan su aynı!
Biraz açmak gerekir ise; davranış biçimleri, refleksleri, yöntemleri farklı da olsa genellikle aynı. Yani ipi eline alan, genelde aynı karakteri sergiliyor. Ben diyorum ki; önce siyasi partiler, kendilerini insanlara takdim ettikleri şekilde hareket etmeli. Teoride başka, pratikte başka tavırlar ortaya koymamalı? Sandık kurulmadan önce biz şöyle doğruyuz, şöyle boyluyuz, böyle enliyiz diyenler, gücü yani ipi ele geçirdikten sonra, aynı davranışları sergiliyorlar. Ben bunlara söylemde ayrı işleyişlerinde bir olduklarından tek parti diyorum? Ben isterim ki ideolojilerine uygun davranıp, özleri, sözleri bir olsun, inandıklarının ve söylediklerinin gereğini yapsınlar. Farklı olduklarına, toplumu inandırsınlar.´
Bu çarpık anlayışın, ortadan kaldırılması için neler yapılmalı? Kişilerin mi, yoksa belirlenen yolun mu düzeltilmesi gerek?
?-Hata misyonda değil, misyonun yolcularındadır? İstanbul´a gideceğiz diye hareket edip de yolda şaşırıp Iğdır´a gidenlerdedir.
Bu çarpıklığın, üzerine bireyler üzerinden gidersek biz de bu dişlilerin birer parçası oluruz farkında olamadan. Önce nereye gideceğimizi belirlemeliyiz. İstanbul´a gideceğiz diye yola çıkıp da yolda şaşırıp, Iğdır´a gitmemeliyiz. Yani yolda aksayanların, yaptıklarından yolu sorumlu tutmamalıyız. Çünkü burada yolun hatası bulunmamaktadır. İnsan, seçimini yaptığı şeyde samimi ise kendisini taşıdığı mesuliyete mecbur etmesi gerekir. Mesuliyetine, kendini mecbur etmezsen, bir halka oluşturamazsın. Misyon üzerinden siyaset yaptıklarını söyleyenler, misyonlarına uygun davranmalıdır. Hata misyonda değil, misyonun yolcularındadır.´
Sayın Kılıç, seçim dönemlerimde siyasetçiler birçok vaat de bulunurlar. Şunu yapacağız, bunu yapacağız diye. Bunların gerçekleşme oranı sizce yeterli midir?
?-Siyaset ciddiyet ister. Ben iktidara gelirsem; şöyle yönetirim, böyle yönetirim diye iddialarda bulunan siyasetçilere ?arkadaş ciddi misin´ diye sormak gerek. Adaleti getireceğim deyip de gençlerimizin kaderini mülakata terk ediyorsanız, yoldan çıkmışsınız yani özgür iradenizle girdiğiniz yoldan yürümek yerine, sonu uçurumla noktalanacak bir yola girmişsiniz demektir. Ülkemizde işsizliğin büyük bir sorun olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak işe adam alırken bunun bir adabı bir ahlakı olmalı. İşe alımlarda; uygulanan  mülakat sistemi, edepsizliğin fotoğrafıdır!..
Senin adamım, benim adamım anlayışı belirleyici olmamalı. Bu anlamda, rahmetli Ecevit´i övüyorum. KPS sistemini getirdiği için. Adeta, edepsizliğin fotoğrafı olan mülakat sistemi kaldırılmadıkça, KPS sınavında 85 ya da daha üzeri puan alan gençlerimiz pekâlâ 55 puan alanların gerisinde kalabiliyor. Bu imtiyazı, haksızlığı açıklayan ne bir yol ne de düşünce bulunmamaktadır. Demek ki hata yolların değil, aldıkları sorumluluğun altında ezilen, bükülen kamburlaşan yolcularındır!.. Yanlışları yererken, doğruları da övebilme faziletini gösterelim!..
Bunları ifade ederken olumlu gelişmelerden de söz etmek isterim. Örneğin önceden neredeyse rüşvet vermeksizin çıkamadığımız tapu dairelerinin işleyişine öyle bir sistem getirildi ki istesen de artık rüşvet veremezsin! Kısacası kim ve hangi düşüncenin mensubu yaparsa yapsın doğruları övelim ama yanlışları da yerelim.
Sayın Kılıç, söyleşimizin başlangıcında siyasetçilere pek de iyi gözle bakılmadığını vurgulamıştınız. Yolsuzluk usulsüzlük iddiaları hem yerelde hem de genelde ne yazık ki gündemimizi meşgul eden bir gerçek. Pek de hoş olmayan bu konunun, gündemimizin dışına çıkarılması için ne yapılmalı?
?-Benim tarihim, benim partim, benim arkadaşım toptan iyi, seninkiler ise toptan kötü anlayışını terk etmeliyiz. Sırf kendi görüşümüzden diye, siyasetçilerin yaptığı yanlışları, mübarek kılmak için enstürman çalmaktan, vazgeçmeliyiz. Öncelikle; kimseye değil de kendimize karşı, dürüst olmalıyız. Ben tarihimizden bir örnek vererek bu konudaki düşüncelerimi aktarmak istiyorum: ?Osmanlı tarihini bir kesim toptan överken diğer kesim toptan yerer. İki kesimde yanlış yapmaktadır. Bu tarihin kara karelerini aldığımız gibi ak karelerini de görmeliyiz. Yani olayları değerlendirirken, toptancılık yapmamalıyız. Yani benim tarihim, benim partim, benim arkadaşım toptan iyi seninkiler ise toptan kötü anlayışını ilimizi, ülkemizi biraz olsun seviyor isek terk etmeliyiz. Açıkçası; sırf kendi görüşümüzden diye, siyasetçinin yaptığı hataları mübarek kılmak için enstrüman çalmaktan, vazgeçmeliyiz. Yanlışı kim yaptı ise karşı çıkmalıyız, bu bendendir mübarektir olmaz!.. Ben benimkinin sen de seninkinin eksikliğini göreceksin. Böyle davranmayı başarabilirsek, hem bu yakındığımız olumsuzluklar, doğal olarak azalacağı gibi bizlerde yürüdüğümüz, inandığımız yolun huzurunu tatmış olacağız. Siyaset de yolunu şaşıranlara, hangi partili olursa olsun, sahip çıkmamamız gerektiği gibi yine aynı anlayışla güzel olanı, faydalı olanı da kim yaparsa yapsın takdir etme, olgunluğuna sahip olmalıyız.´
 Sayın Kılıç, önümüzdeki yıl, gerçekleştirilecek yerel seçimlerde nasıl bir tablo bekliyorsunuz?
?Benim partim; siyaset felsefemi temsil edemeyecek birini, önüme koyar ise destek olmam!
Öncelikle, Giresun´a katkı sağlamak adına yola çıkan grupları, şimdiden tebrik ederim. Mevcut başkanlara da halkımız, hak ettiği karneyi verir. Onların ne yaptıklarını; sözlerinde durup, durmadıklarını en iyi değerlendirecek olan Giresun halkıdır. Ben siyasi olarak bir taraf olsam da benim partim; benim siyaset anlayışımı, temsil edemeyecek birini önüme koyar ise destek olmayıp, Giresun´a katkı sağlayacağına inandığım insanı tercih edebilirim. Daha doğrusu ben müşteriyim, ben değil de adaylar bana kendini beğendirsin.´
Yerel seçimlerde parti değil de isimlerin ön plana çıkmasını, neye bağlıyorsunuz?
?Ben, kaliteye bakacağım bu sefer! Defolu, malı almayacağım? Yani önüme her konulanı yemem? Pilavın, içinden taş seçmeyeceğim? Tüm Partilerin, dikkatini çekiyorum. Adaylarınızı, bize beğendirin! Seçmen, partisine oy atmak istiyor ama partisi önüne öyle birini getirmiş ki; vizyonu, ufku olmayan, sevilmeyen, arzu etmediği türlü zaafları bulunan adamı dayatmış. Demiş ki bu taşlı pilavı yiyeceksin. Vatandaş da diyor ki, ?kusura bakmayın ben defolu malı alamam. Ben pilavın içinden taş seçmek zorunda değilim! Ahlak ve hizmet trendini artıracağına inandığım ve toplumun büyük bölümünün, takdirini kazanmış birini seçeceğim.´ Bu saydığım, unsurlarla örtüşen isimler ile karşımıza çıkmayı, kendilerine ilke edinen Partiler zaten farkındalık yaratır. Ben kaliteye bakacağım bu sefer. Yani önüme her koyulanı, yemem yani. Beni temsil edemeyecekse, beni rezil edecekse ben onu niye seçeyim? Benim bu noktadaki amacım bütün Partilerin, dikkatini çekmektir. Buyurun, sayın siyasi partiler adaylarınızı bize beğendirin diye çağrıda bulunuyorum. Listeler de önemli listelerini, iyi oluştursunlar, kalite getirsinler bu manada yarışsınlar ki hizmet etme yarışı yüksek olsun. Önemli olan Giresun´un kazanması yoksa kişilerin belirli makam ve güce sahip olmaları değil.´
???????
NOT: Giresun Haberci Gazetesi olarak Giresun Tanık Gazetesi´ne bu röportajı yayınlama izni verdiği için teşekkür ediyoruz. Ayrıca, özgürce beyanlarından dolayı sözlerini sakınmayan sayın Osman Kılıç´a da aynı teşekkürlerimizi sunuyoruz.
 
 
 

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 34 30 1 3 59 93
2.Fenerbahçe 34 28 1 5 58 89
3.Trabzonspor 34 18 12 4 15 58
4.İstanbul Başakşehir 34 15 12 7 7 52
5.Beşiktaş 34 15 13 6 5 51
6.Kasımpaşa 34 14 13 7 -3 49
7.Rizespor 34 14 13 7 -6 49
8.Alanyaspor 34 12 10 12 3 48
9.Sivasspor 34 12 10 12 -4 48
10.Antalyaspor 34 11 11 12 -3 45
11.Adana Demirspor 34 9 11 14 2 41
12.Kayserispor 34 11 13 10 -9 40
13.Samsunspor 34 10 15 9 -7 39
14.Ankaragücü 34 8 12 14 -3 38
15.Fatih Karagümrük 34 9 16 9 -2 36
16.Konyaspor 34 8 14 12 -14 36
17.Gazişehir Gaziantep 34 9 18 7 -15 34
18.Hatayspor 34 7 15 12 -10 33
19.Pendikspor 34 7 18 9 -32 30
20.İstanbulspor 34 4 23 7 -41 16

Perşembe

13.4 °

Cuma

13.4 °

Cumartesi

14.6 °